Jean Maron’un yayımlanmamış eserleri. – Maruni Süryani Kroniği. Tartışmalı yazılar. – Mardinli Danyal’ın, Aziz Marina’nın vb. tarihi.BİRİNCİ BÖLÜMİMZALI SÜRYANİCE METİN VE FRANSIZCA TERCÜME F. NAU’dan Paris din adamlarındanMATEMATİK BİLİMLERİ DOKTORU, FİZİK BİLİMLERİ LİSANS DERECESİ, YÜKSEK OKULU (FİLOLOJİ BÖLÜMÜ) MEZUNU, PARİS KATOLİK ENSTİTÜSÜ’NDE PROFESÖR.ERNEST LEROUX’DAKİ PARİS 28, Rue Bonaparte, 281899.
Bu kitabın çevirisi , google çeviri yardımıyla yapılmaya çalışılmıştır, kitap içerisinde ki kişilerin isimleri doğru isimler olmayabilir. Kitap içerisinde ki olaylara odaklanarak okursanız, o dönemde ki yaşanan olayları anlamaya çalışırsanız, sizlere bir fikir verebilir. Kitabın çevirisine hiçbir garanti verilmez.La traduction de ce livre a été réalisée avec l’aide de Google Traduction. Les noms des personnes mentionnées dans le livre peuvent être erronés. Si vous lisez le livre en vous concentrant sur les événements qui y sont décrits et en essayant de comprendre les événements qui ont eu lieu pendant cette période, cela peut vous donner une idée. Aucune garantie n’est donnée pour la traduction du livre.
OPUSCULES MARONITES OEuvres inédites de Jean Maron . Chronique syriaque Maronite . Écrits de controverse . Histoire de Daniel de Mardin . Histoire Détailsd’un sur bien heureux qui demeura au monastère de Saint-Maron . Beyrouth au V siècle . Jean Maron’un yayımlanmamış eserleri. Maruni Süryani Kroniği. Tartışmalı Yazılar. Mardinli Danyal’ın tarihi. Tarih Saint-Maron manastırında kalan çok mutlu bir ihtiyarın ayrıntıları. 5. yüzyılda Beyrut.
INTRODUCTION GİRİŞ Ces opuscules ont trait aux Maronites ou à leur pays . Nous espérons donc qu’ils seront bien accueillis par les lecteurs de l’Orient chrétien . Car les Maronites sont les seuls parmi les catholiques orientaux qui puissent défendre leur perpétuelle orthodoxie ( 1 ) . Ils ont déjà été , et seront peut-être encore , les instruments choisis par la Providence pour ramener à l’unité Romaine certaines communautés orientales (2) . J’ajouterai qu’au temps des Croisades , les Occidentaux , en butte aux perfidies de tant de chrétiens orientaux, trouvèrent chez eux des alliés sûrs et courageux . Guillaume de Tyr , qui les trouva aux environs de Tripoli de Syrie et de Byblos, nous dit en effet : « Erant viri fortes , et in armis strenui , nostris , in majoribus negotiis , quæ cum hostibus habebant , valde utiles . » C’étaient des hommes courageux, de braves guerriers, qui furent très utiles aux nôtres dans les nombreuses affaires qu’ils eurent avec leurs ennemis (3) . Enfin les Maronites surent défendre leur indépendance contre les empereurs schismatiques de Constantinople d’abord et ensuite contre les Arabes , de sorte que seuls dans tout l’empire ottoman ils sont propriétaires des terrains qu’ils cultivent , aussi nous pouvons dire , en nous servant d’une expression empruntée à notre histoire , que les chrétiens orientaux sont encore taillables et corvéables à merci , tandis que les Maronites eurent toujours et ont encore le droit de bourgeoisie . Bu risaleler Maruniler veya onların ülkeleriyle ilgilidir. Bu nedenle Hıristiyan Doğu’daki okuyucularımız tarafından olumlu karşılanacağını umuyoruz. Çünkü Maruniler, Doğu Katolikleri arasında daimi ortodoksluklarını savunabilen tek gruptur (1). Bunlar, Doğu toplumlarının bir kısmını Roma birliğine geri döndürmek için İlahi Takdir tarafından seçilen araçlardı ve belki de olmaya devam edecekler (2). Haçlı Seferleri sırasında Batılıların, çok sayıda Doğu Hıristiyanının ihanetlerine maruz kalmaları nedeniyle, onlar arasında emin ve cesur müttefikler bulduklarını da eklemek isterim. Bunları Suriye’deki Trablus ve Byblos yakınlarında bulan Tyre’li William bize aslında şunları söyler: “Erant viri fortes, et in armis strenui, nostris, in majoribus negotiis, quæ cum hostibus habebant, valde utiles. “Onlar cesur adamlardı, düşmanlarıyla yaşadıkları birçok meselede halkımıza çok faydalı olan cesur savaşçılardı (3). Sonuç olarak Maruniler, önce İstanbul’un bölücü imparatorlarına, sonra da Araplara karşı bağımsızlıklarını nasıl savunacaklarını biliyorlardı; öyle ki, bütün Osmanlı İmparatorluğu’nda yalnızca onlar, ektikleri toprakların sahibiydiler; tarihimizden ödünç aldığımız bir ifadeyi kullanacak olursak, Doğu Hıristiyanları hâlâ istedikleri zaman vergiye tabi tutuluyor ve zorla çalıştırılıyorlardı; oysa Maruniler her zaman vatandaşlık hakkına sahiptiler ve hâlâ sahipler. ————————————————————————————————- (1) Cf. Perpétuelle orthodoxie des Maronites, par S. G. Ms J. Debs, archevêque maronite de Beyrouth , 1 vol. grand in-8° de 268 pages. (2) Perp. orth. , pp . 55-58. (3) Histoire des Croisades , 1. XXII , ch . VI . Voir aussi Perp . orth . , p . 114 où l’on trouvera un passage analogue tirédu 1. VII , ch . XXI de l’Histoire des Croisades. (1) Bkz. Marunilerin Ebedi Ortodoksluğu, S. G. Ms J. Debs, Beyrut Maruni Başpiskoposu, 1 cilt. 268 sayfalık büyük sekiz cilt. (2) Suçlu. ort. , s. 55-58. (3) Haçlı Seferleri Tarihi, 1. XXII, böl. VI. Ayrıca bkz. Perp. kuzey . , P. 114. bölümde 1. VII, ch’den alınmış benzer bir pasaj bulacağız. Haçlı Seferleri Tarihi’nin XXI.
Bu Kroniğin orjinalini sitemizde bulabilirsiniz.