Günümüzde Alalah ve Alah gibi isimlendirmelerde aslandırılan Antakya yakınların da mevcut olan tarihi şehirde Semavi dinlere uygunluk gösterebilecek hiç bir kalıntı çıkmadığı gibi, Tevratın nasıl üretildiği <<uydurulduğu>> anlaşılmaktadır. Bu konuda Alalah veya Alalak şehrinden çıkan Arkeolojik kalıntılara ve bu konuda ki makalelere bakmalısınız. Bu tarihi yerleşim yerinde ki sunağa, Tapınağın ismine de dikkatinizi çekmek isterim. Değerli dostum Oguzhan Ahmet Kara yapmış olduğu Akadca dili üzerinde ki Sara kelimesinin günümüzde ki karşılığının kızkardeş manasında olduğudur. Bu durum da Yudiyelilerin nasıl zaman içerisinde ki yaşanmışlıkları çarpıtarak günümüze getirdiği dir. Bu eskilerin masallarını zaman içerisinde İncil ve Kuran da görmekteyiz. Tarihi kaynaklarda geçen bilgilerin, günümüz Mısır coğrafyasıyla hiç bir bağınında olmadığını görmekteyiz. Buna şu şekilde bir örnek verelim. Mesudi 1 <<Meynard ve Courteille,1890:134,135>> :
“Kim yaşarsa ölmeli; ölen ölür; ne gelecekse gelecektir. Onun bilgeliği ve bilgisi Araplar arasında meşhurdur; el-Aşa’ya şunu söyleten şey buydu: Koss’tan daha bilge, Haffan ormanının çalılıklarında ininin dibinde nöbet tutan aslandan (aslandan) daha ateşli. Yad halkının delegeleri Peygamber Efendimiz’in yanına gidince, Koss’un durumunu sordu ve vefatını duyunca şöyle dedi: Allah ona rahmet etsin! Onu hâlâ Okaz panayırında kırmızı çift hörgüçlü devesine binmiş halde kalabalığa şöyle derken gördüğümü sanıyorum: Erkekler, toplanın, dinleyin ve şunu hatırlayın: Yaşayan ölmelidir; ölen ölür; ne gelmesi gerekiyorsa o gelecektir. Cennet öğretilerle, yeryüzü ise öğütlerle doludur; denizin kabardığını, yıldızların kaybolduğunu, gökkubbenin bir çatı gibi uzandığını ve dünyanın bir yatak gibi olduğunu görün. Koss’un Tanrısına şehadet ederim ki, bu Tanrı’nın dini sizinkinden daha iyidir. Erkekler neden gider ve bir daha geri dönmez? İster kalsınlar, isterse uykuya terk edilsinler, aynı yolu izlerler ve yalnızca davranışları bakımından farklılık gösterirler. Koss’un ayetlerine gelince (Peygamber ekledi), onları unuttum. ” Sâlih Ebu Bekr ayağa kalktı ve şöyle dedi: “Ya Rasulallah, ben bu ayetleri biliyorum. Onları oku, dedi Peygamber. » Abou Bekr şöyle devam etti: Kaybolan bu ilk nesiller bize ne büyük bir ders! Her şeyin geri dönüşü olmayan ölüme vardığını görünce; Genç-yaşlı tüm halkım bu yolu takip etsin; Gitmeyenlerin artık geri dönmediğine ve kalanların da aniden vefat edeceğine eminim ki, ben de şaşmaz bir şekilde halkıma katılacağım. Peygamber Efendimiz daha sonra şöyle buyurdu: “Allah, Koss’a rahmet etsin! Umarım Rab onu tek bir ulus olarak diriltir! Masudi şunları ekliyor: Koss’a tıp, kuşların uçuşuyla kehanet ve diğer kehanetler vb. ile ilgili çok sayıda şiir, cümle ve anekdot atfedilmektedir. Tarihsel Yıllıklarımızda ve Orta Tarih’te bundan bahsetmiştik.
Bu ayetleri … ateistlerin nasıl açıklayacağını, doğrusu merak etmekteyim.